ForumAilem.Com - Paylasimin Yeni Adresi
  SohbetYaz



Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 11 - 09 - 2015, 20:40   #1 (permalink)
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere kapalı
Harp esnasında Çanakkale cephesinde Osmanlı Devleti ile Almanya arasındaki münasebetl


Stratejik bakımdan iki blok içinde çok değerli olan Çanakkale Boğazına karşı Müttefik Devletlerin teşebbüsleri daha 1914 Ağustosundan itibaren bahis konusu olmuş fakat Osmanlı Devleti henüz tarafsız olduğu için bu mesele üzerinde fazla durulmamıştı.
Almanya'nın ise daha 2 Ağustos 1914 tarihli ittifak Anlaşmasından önce Boğazlara askeri personel gönderdiği görülmektedir 24 Haziran 1914'de 4'ü subay, 32 astsubay ve 201 erbaş ve er olmak üzere toplam 237 askeri personel gelmiş ve bunlar Enver Paşa'nın emri ile Çanakkale Boğazındaki bataryalar ile gemilerde görevlendirilmiştir.
Osmanlı - Alman ittifak antlaşmasının imzalanmasından sonra ise 27 Ağustos 1914'de 2 Alman Amirali, 15 deniz subayı ve 281 deniz eri İstanbul'a gelmiş ve boğazlarda görev almıştır. Tabi 1600 kadar mürettebatı ile 10 Ağustosta Çanakkale Boğazından giriş yapan Goeben ve Breslav gemileri bu sayının dışındadır. Ayrıca bunlar dışında farklı tarihlerde başka Alman subay, astsubay, erbaş ve erleri ile teknik personel Boğazlar bölgesinde görev yapmak için görevlendirilmiştir.
Fakat bu subayların gelişinden itibaren Boğazlar bölgesinin savunmasında emir-komuta bağlantısı kurulamadığından sevk ve idarede ortaya çıkan otorite boşlukları Almanya ile Osmanlı Devleti arasındaki politik anlaşmazlıklardan doğmuştur. Bu da Boğazlar bölgesi için önemli bir tehlike arz etmektedir. Şöyle ki: Amiral Usedom'un haricinde Müstahkem Mevki Komutanı olarak Albay Cevat Bey görevlendirilmiş, Amiral Merten Türk Karargâhı Temsilcisi olarak Çanakkale'de bulunuyor ve Gelibolu Yarımadasının ortası ile kuzeyindeki birliklerde, I. Ordu Komutanı Liman Von Sanders'in emrindeki III. Kolordu'ya ait birliklerden oluşuyordu. Ayrıca Türk Genel Karagahıda Boğazlar üzerinde doğrudan bazı yetkilere sahip bulunuyordu.
Ayrıca Osmanlı Devleti yöneticileri ile Alman yetkilileri arasında boğazların güvenliği ile ilgili fikir ayrılıkları ve eğer bir saldırı olursa - Almanya buna garip bir ısrarla ihtimal vermemekteydi -savunma için gerekli askeri yardımların Osmanlı Devleti'ne ulaştırılmasıyla alakalı güçlükler diğer tehlikeyi yansıtmaktaydı. Çünkü savaş başladığında tarafsız sonra kısmen düşmanca bir tavır içine giren Balkan Devletleri'nin Berlin - İstanbul demiryolu bağlantısı üzerinde bulunmaları hem harbin sevk ve idaresinde müşterek kararlar verilmesinde hem de yardımların ulaştırılmasında engel teşkil ediyordu. Nitekim 1916 yılında kurulan Berlin -İstanbul demiryolu bağlantısına kadar Osmanlı Devleti genel mahiyetle kendi olanakları dâhilinde mücadele etmiştir. Zaten askeri malzemelerin gelişi hızlanmış olsa dahi gecikme nedeniyle cephelerde oluşan tehlikelerin giderilmesinde yeterli olmamıştır.
Çanakkale'ye saldırı fikri bir Rus sorunu ile ortaya çıkmıştır. Sarıkamış saldırısının Osmanlıların çıkarına geliştiği bir sırada Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nikolas, İngiliz Harbiye Nazırı Kitcmer'den Osmanlı kuvvetlerinin bir kısmının Kafkas cephesinden uzaklaştırılmasını sağlayacak bir kara veya deniz gösterisinin yapılmasının mümkün olup olmadığını sormuştur. Grandük böyle bir gösteri için Çanakkale'den bahsetmediği halde Londra'da Çanakkale seferi fikri çoktan doğmuştu.
Asıl hedef boğazları ele geçirip Osmanlı Devletini parçalamak suretiyle toprak bütünlüğünü bozarak savaş dışı bırakmak, boğazlar yolu ile Rusya'da yardım yapmak Alman-Avusturya ordularını arkadan çevirerek doğuya doğru yayılmalarını engellemekti. Ayrıca İngiltere bu sayede doğudaki sömürge topraklarını güvence altına almayı da istiyordu.
Bu amaçla 19 Şubat 1925'de saldırıya geçip bir ay süre ile devam edecek olan deniz harekâtına başladılar. Fakat Osmanlıların boğazlara mayın çevresindeki tepelere güçlü bataryalar yerleştirdiklerini biliyorlardı. Bu nedenle amaçlarını gerçekleştiremeden 18 Mart 1915'deki son teşebbüslerinde başarısızlığa uğrayıp üç savaş gemisi kaybederek geri çekilmişlerdi.
18 Mart deniz zaferi Türk-Alman münasebetlerini de etkiledi. Yenilmez bilinen İngiliz donanmasının hep başarısızlıklar kaydeden Osmanlı tarafından mağlubiyete uğraması Enver Paşa'nın dahi Almanlara karşı düşüncelerini değiştirmişti. Kazanılan zaferle Almanların çıkarları korunurken onların sadece bir miktar ödünç para ile birkaç alman subayı gönderdiklerini Enver Paşa'da itiraf etmişti.
Deniz savaşının başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra İtilaf devletleri bir kara hareketi ile kaybedilen moral ve prestiji yeniden kazanma planına karar verdiler. Bu doğrultuda 25 Nisan 1915 sabahı saat 05:00 dan itibaren sekiz buçuk aya sürecek olan Çanakkale Muharebeleri donanma desteğindeki İtilaf Devletleri askerlerini Gelibolu'ya çıkışları ile başlamıştır.
Kara savaşları sırasında Mayıs 1915'te Liman Von Sanders eğitilmiş 200 istihkâmcının acilen gönderilmesini istemiş ve V. Ordu emrine Haziran sonuna doğru ilk ve tek Alman birliği gelmiştir. Bu birlik bir istihkâm bölüğü kadardır.
Alman istihkâm bölüğünün ilk personeli 10 Nisan 1914'te gelmiş ve bunları 13 Nisan ve sonraki tarihlerde gelenler takip etmiştir.
200 mevcutlu olan bu bölük Güney Grubunda ve Seddülbahir'de kullanılmıştır. Bölüğün mevcudu bölge şartları ve muharebeler sonucunda 40 Alman'a kadar düşmüştür. Bundan sonrada muntazam bir bölük olarak değil de , cepheye dağılmış olarak ve nezaretçi şeklinde görevlendirilmişlerdir.
Bu birlik dışında başka kuvvet gönderilmezken topçu bataryalarında hizmet görmek amacıyla subay ve astsubaylar gönderilmiş ve bunlar V. Ordunun çeşitli kademelerinde görev almıştır.
Ayrıca Kasım 1915'te 24cm'lik bir Avusturya havan bataryası ile Aralık 1915'te 15cm'lik bir Avusturya obüs bataryası Gelibolu'ya dfgdfg Bunlarla birlikte Çanakkale'ye gelen Alman subay, astsubay ve erlerin sayısı 500 kişiyi bulmuştur.
Bunlar dışında 6 Temmuz 1914'de gelen deniz tayyareleri Çanakkale Muharebeleri'nde kullanılmak üzere görevlendirilmiştir.
Birinci Dünya Harbi esnasında Osmanlı Harekâtının en görkemli zaferinin yaşandığı Çanakkale'de görev alan önemli Alman subaylarına gelince öncelikle bahsedilecek olanlar:
Liman Von Sanders: Alman Askeri Heyeti Başkanı olarak geldiği Türkiye'de I. Kolordu Kumandanlığı görevinde bulunmuş; Harp esnasında bu görevi devrederek Gelibolu'da kurulan V. Ordu Kumandanlığı yapmıştır.
Gressmann Paşa: 1915–1916 yıllarında Türk Tümgenerali rütbesiyle askeri heyette görev almış ve Çanakkale'deki V. Ordu Topçu Kumandanlığı görevinde bulunmuştur.
Amiral Von Usedom Paşa: 1914–1918 yılları arasında Türk mareşali rütbesiyle görev yapmış ve Boğaz Kumandanlığı hizmetinde bulunmuştur.
Souchon Paşa: Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Harbine girmesine sebep olan amirallerden Karadeniz olayının kilit adamı Koramiral Souchon, 1914-1917 yılları arasında Akdeniz Filosu Kumandanlığı ve Türk Deniz Kuvvetleri Kumandanlığı yapmıştır.
Merten Paşa: Koramiral Merten, 1914–1918 yılları arasında Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanlığı yapmıştır.
Ayrıca Süvari Yüzbaşı Mühlmann'ında Liman Von Sanders'in karargâhında görev aldığı bilinmektedir.
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık