ForumAilem.Com - Paylasimin Yeni Adresi
  SohbetYaz


Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 21 - 04 - 2017, 13:36   #1 (permalink)
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere kapalı
Denizli’den Geçen Medeniyetler


Denizli’den Geçen Medeniyetler

Denizli’den Geçen Medeniyetler Beşiği ““Laodikeia””

Denizli, geçmişten günümüze kadar pek çok medeniyetin hüküm sürdüğü, hem yerleşik hayat hem de geçiş noktası olarak çok hareketli yaşam sahnelerine tanık olan önemli illerden birisidir. Özellikle de antik dönemde yaşayan pek çok ileri medeniyetin bu topraklarda yaşadığını bir nevi belgeleyen ve kazılardan çıkarılan antik bulgular, bu toprakların önemini bir kere daha vurgular niteliktedir. Döneminin çok üzerinde medeniyetlerin gelip yerleştiği düşünülünce, Denizli’nin Pamukkale’si ve tabi ki Laodikeia’sı vazgeçilemez doğal miraslarımız içerisinde yer almaktadır.

Laodikeia, Denizli’’nin 6 km kuzeyinde yer alan bir antik kent olarak karşımıza çıkar. Coğrafi bakımda hem su kaynaklarına yakın, hem de verimli topraklara sahip olmasıyla çok uygun bir noktada yer alan bu antik şehir, Lykos ırmağının güneyinde kurulmuştur. Bu ırmağa yakınlığı nedeniyle, antik kaynaklardaki adı “Lykos’un kıyısındaki ya da kenarındaki Laodikeia” olarak da tanımlanan bu şehir, mitolojik yönden incelendiğinde de “Zeus’un şehri” olarak da nitelendirilmektedir. Bu tanımlamayı ortaya süren tarihçi Plinius, Laodikeia’’yı Zeus’un şehri anlamına gelen “Diospolis” adıyla belgelere sunmuştur. Diospolis olarak bir şehrin nitelendirilmesi, bir nevi orada Zeus kültürüne önem verildiğini de ifade etmektedir.

Diospolis’’ten sonra “Rhoas” isimli bir köyün yıkıntıları üzerine inşa edilen Laodikeia, şu an günümüzdeki adını alana kadar pek çok kez isim değiştirmiştir. Rhoas ismini alan bölgenin bu şekilde nitelendirilmesi ise daha çok yerli Anadolu dillerinden geçen bir isim olduğu için verildiği düşüncesini barındırmaktadır.

Şehrin şu anki ismi olan Laodikeia’’yı alması ise II. Antiokhos tarafından çok sevdiği eşinin adını vermesiyle olmuştur. Kral II. Antiokhos’’un M.Ö 263-261 yılları arasında kurduğu bu şehir ve karısının ismi olan Laodikeia günümüze kadar aktarılarak gelmiştir.



M.Ö. 1. yüzyıl dönemlerinde, Anadolu tarihinin gördüğü en gelişmiş ve aynı zamanda en ünlü kentlerinden biri olarak dikkatleri üzerinde toplayan Laodikeia, aynı dönem meşhur olan ve sürekli düzenlenen gladyatör döğüşlerinin burada yapılmasından dolayı da çok popüler hale gelmiştir.

Romalıların benimsediği ve çok farklı bir özen gösterdikleri Laodikeia için dönemin en güçlü ve akıllı devlet adamlarından biri olan Cicero bu kente gelmiş, buranın hukuki olarak yaşadığı sorunları çözmek için uğraşmıştır. Aynı zamanda Roma İmparatoru Hadrianus, M.S. 129 yılında Laodikeia’ya gelerek bu önemli şehri ziyaret etmiş, Roma’ya bu kentten mektuplar yazdırmıştır.

Laodikeia’’yı çok önemli bir antik kent haline getiren bir başka husus ise, Küçük Asia’’nın 7 ünlü kilisesinden birisinin bu şehir sınırları içerisinde yer almasından kaynaklanmaktadır. Bu kilise, Laodikeia’’da Hristiyanlığın ne kadar gelişmiş olduğunu göstererek bir nevi kültür beşiği olduğunu da belgelemektedir.

Kendin çöküşü, M.S. 194 yılında meydana gelen ve büyük bir afet olarak tüm şehirde yıkıma sebep olan çok büyük bir depremden dolayı olmuştur.

Şehirde yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan kazılarda, kentin hem büyük hem de küçük bir antik tiyatroya sahip olduğu görülmektedir. Bu da kültür ve medeniyet olarak Laodikeia kentinin ne kadar gelişmiş bir iç yapıya sahip olduğunu göstermektedir.



Büyük tiyatro, bu antik kentin kuzeydoğu tarafından yer almaktadır. Roma tarzına uygun şekilde tasarlanan bu antik tiyatronun Skene’si yani hem dekorların bulunduğu hem de oyuncuların üzerlerini giyinip çıkardıkları binası tamamen yıkılmıştır. Ancak Cavea, yani tiyatroyu izlemeye gelenlerin oturduğu basamak basamak, kademeli bir şekilde dizayn edilen bölüm ile orkestrası çok sağlam bir şekilde ayakta durmaktadır. Bu tiyatro o kadar büyüktür ki, 20.000 kişiyi alabilecek bir kapasitededir.

Küçük tiyatro ise, konum olarak büyük tiyatronun 300 m kuzeybatısında yer alan bir bölgededir. Bu tiyatro da Roma tarzına uygun şekilde tasarlanmıştır. Skene’si bu bölgenin de tamamen yıkılmıştır. Cavea ve orkestrasında da yer yer bozulmalar olduğu görülmektedir.

Bu şehrin en çok dikkat çeken büyük yapılarının arasında Stadyum ve Gymnasium yer almaktadır. Yapılar, şehrin güneybatısında doğu batı yönünde uzanan büyük bir alandadır. M.S. 79 yılında yapılan stadyum, 350 m uzunluk 60 m genişliğe sahiptir. Günümüzde büyük bölümü tahrip olmuştur.

Bu gelişmiş ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış şehrin içinde aynı zamanda idari işlerin görüşüldüğü meclis binası, kilise, Zeus tapınağı ve anıtsal çeşme de bulunmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Denizli kan merkezi hergele Sağlık Kuruluşları 0 12 - 06 - 2016 21:39
Devletsiz Geçen 150 Yıl ve Hunların Küllerinden Yeniden Doğuşu Alya İlk Türk Devletleri 0 16 - 09 - 2015 15:21
Denizli Nüfusu 2015 Kaçtır? aSpeNDos Ege Bölgesi 0 22 - 06 - 2015 07:58
Sesini duymadan geçen bilmem kaçıncı gün. Ezqi Şiirler 0 21 - 06 - 2015 03:00